Herkese merhaba!

Yapay zeka ile deneyimlerimizden bahsetmeye devam ediyorum. Bu sefer önemli bir konuda desteğe ihtiyacımız vardı; konumuzu bir türlü bulamıyorduk ve yapay zekaya danışmaya karar verdik. Ekip arkadaşlarım, yeni bir şey bulamayacağımız konusunda ısrarcıydı, ancak yapay zeka onların haklı olduğunu gösterdi. Metinleri doğru yorumlamakta zorlanıyordu; noktalama işaretleri yanlış kullanıldığında içerik de hatalı oluyordu.

Bu kez her satırı tek tek düzelterek başladık. Yapay zeka defalarca özür diledi, ancak biz, “Peki ne yapabiliriz?” sorusuna odaklanmamız gerektiğini fark ettik. Hatta bazı ekran görüntülerini de aşağıda sizlerle paylaşıyorum. Sanki karşınızda bir çocuk varmış gibi her şeyi tek tek anlatmanız ve yanlış anlaşılmaları düzeltmeniz gerekiyor. Öyle ki, yapay zekaya nasıl davrandıysak, o da bize o şekilde tepki vermeye başladı. Ekip arkadaşlarımızdan biri ona emir kipiyle yazdığı için yapay zeka, “Bulamıyorum” gibi cevaplar veriyordu.

İki farklı IP’den iki farklı deneme yaptık. Ben, emir kipinden ziyade tatlı bir üslupla isteklerimi ilettiğimde, istediğim sonuçları alabiliyordum. Bu deneyim bize, yapay zekanın bir insan gibi davrandığını ve onu kodlayan kişiden ziyade sosyal ortamda öğrendiği bilgilere göre hareket ettiğini gösterdi.

Gelelim yazının başında bahsettiğimiz kritik konuya: Dökümanın yapay zeka tarafından yazıldığı belliydi, ancak bize bir içerik sunmuştu. Şimdi bu içerikten özgün bir şey çıkarabilir miyiz diye düşündük. İşte böylece bir maceraya başladık. Yapay zekaya raporlama yöntemleriyle ilgili birkaç örnek verdik ve o da bu örnekler üzerinden yorumlar yaparak bize farklı fikirler sundu. Artık o, ekibimizin bir parçası olmuştu.

Toplantılara onsuz girmiyorduk, ancak onun hızından faydalanarak işlerimizi daha verimli hale getirebiliyorduk. Toplantının ana gündemi olan kritik konuda artık bir döküman ortaya çıkmıştı. Sırada dökümanın editlenmesi vardı. Hemen başka bir yapay zeka aracından editörlük yapmasını istedik ve metinleri düzenlettik. Şimdi ise görsellere ihtiyacımız vardı. Fakat yapay zekaların hiçbiri internetten veya yazılı dökümanlardan bizim istediğimiz görselleri sunamadı. Bu yüzden görselleri kendimiz yaratmak zorunda kaldık ve birkaç tane ayarladık.

Yine de yetmedi ve yapay zekalar arasında gidip gelmeye başladık. En sonunda basit bir program kullanarak basit videolar oluşturma kararı aldık. Fazlasını beklemek yerine, anlatımlarımızı desteklemek için gerçek hikayelerden alıntılar yapmaya çalıştık. Sonunda elimizdeki materyallerle en uygun videoyu hazırladık.

Belki de şu soruyu soracaksınız: “Matrix bile çekildi, uzaya videolar gönderildi, bir sürü çalışmalar yapıldı. Peki siz neden yapamadınız?” Biz bu işin profesyoneli değiliz ama derdimizi anlatabilecek bir seviyeye geldik. Siz de şirketinizde ayrı bir yapay zeka ekibi tutmak zorunda değilsiniz. Mevcut personelinize bu araçları kullanmaları için basit yetenekler kazandırarak, optimum seviyede çalışmalar yapabilirsiniz. Alternatif olarak, bir sosyal medya ekibi kurabilir ve bu ekibin konuyu çok iyi öğrenmesini sağlayabilirsiniz.

Bir gün robotlara, köpeklerin insanlara olduğu gibi olacağımızı hayal ediyorum ve makinelerin kazanmasını umuyorum.
Claude Shannon
matematikçi, elektrik mühendisi, bilgisayar bilimcisi ve kriptograf

Bir sosyal medya departmanı kurmak zor olabilir. Burada bir strateji belirlemek, marka hedeflerini netleştirmek ve buna göre kurallar oluşturmak gerekiyor. Kurumsal dünyada ise bu konularda net sınırlar çizmek çok önemli. Bir ajansla çalışsanız bile, onların size soracağı ilk şey hedefleriniz olacaktır. Peki, hedeflerini belirlememiş bir şirket bu aksiyonları alabilir mi?

Benim genellikle karşılaştığım yapay zeka sorunları, pazarlama faaliyetleri, marka hedefleri ve stratejiler olmadan yapılmış olan birçok şeyin uyumsuz ve yetersiz olması. Başarılı bir yapay zeka kullanımı, ancak net stratejiler ve hedeflerle mümkündür.